KOFZ kuzeyde kuzeydoğu-güneybatı, güneyde ise
kuzey-güney ve en güneyde de güney-güneydoğu gidişlidir.
Konya fay zonu Konya havzasını batıdan sınırla- maktadır
(Şekil 1).
Söz konusu fay genel hatlarıyla Koçyiğit (1984), Özcan ve
diğ. (1990) Koçyiğit ve diğ. (2000) tarafından tanıtılmıştır.
Konya fay zonu (KOFZ), Konya’nın hemen batısında 500
evler ile Dikmeli arasından geçmekte ve bu kesimde yaklaşık 50 km’lik
bir uzunlukta izlenmektedir.
KOFZ tek bir faydan değil, birbirine paralel olarak
yönlenmiş değişik uzunluklardaki bölümlerden oluşmuştur (Şekil 1 ve 2).
Fay zonu yer yer 5-6 km genişliğe sahiptir ve ana faya
paralel (sintetik) veya ters eğimli (antitetik) bir çok fayı
kapsamaktadır.
|
|
KOFZ egemen olarak doğuya ve güneydoğuya doğru
eğimli normal bir fay olup, azda olsa sağ yönlü doğrultu atımlı
bileşene de sahiptir.
KOFZ’nun hareketlerine bağlı olarak Konya il merkezinin de
bulunduğu kesim merdiven basamakları şeklinde aşağıya doğru
çökmüş, batı kesimi ise yükselmiştir
Konya kuzeyinde Ardıçlı köyü güneyindeki yükseltilerde (Şekil 3)
Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı gölsel kayaçların tabanı 1500 m
kotunda yüzeylerken, aynı kayaçların tavan kesimleri ise ova
içinde 1000 m kotunda yüzeylemektedir
|
|
Yazır civarında
ova içinde KOSKİ tarafından açılan ve 600 m derinliğe inen
sondajlarda, söz konusu birimlerin tabanına inilememesi,
KOFZ’nun hareketlerine bağlı olarak bu kesimde en az 1100 m’ye
varan düşey alçalma ve yükselmenin varlığını göstermektedir.
Konya güneybatısında ise, Üst
Miyosen-Pliyosen kayaçların tabanı yükseltilerde 1300 mkotunda
yüzeylenirken, aynı kayaçlar ova içinde 1000 m kotunda mostra
vermektedir Ovanın bu kesiminde, Büyükşehir Belediyesine bağlı
KOSKİ tarafından açılan ve 200 m’yi aşan sondajlarda, Üst
Miyosen-Pliyosen yaşlı kayaçların tabanına inilememiştir (Bayram
Kahveci, 2001, sözlü görüşme). Bu da, söz konusu kesimde
KOFZ’nun hareketlerine bağlı olarak 500 m’den daha fazla düşey
alçalma ve yükselmelerin olduğunu göstermektedir.
Yukarıda
değinilen veriler Konya ovasında, Geç Miyosen’den günümüze
kadar en az 1100 m, Geç Pliyosenden günümüze kadar ise en az 500
m göreli alçalma veya yükselmelerin oluştuğunu göstermiştir
|